Korkmayın açık denizlerde sizi batıracak dalga yoktur. Sığ sulardır hep bir tekneyi alaşağı eden. Kaybolmaktır en kötüsü denizlerde, fenerlere güvenin. Buyrun deyin lafınızı, lafla yürüsün peynir gemileri bu kez.





umutlarla başlarız hep

>> 15 Ağustos 2008 Cuma

Oysa ne umutlarla başlarız birlikte hayellere, bir gün sonra açıvermek için güne. Aynı tavana bakan birer çift gözle... Peki ne uzağa taşır bizi. Şairin bir şiirindeki “sert eliyle okşayacak, mavi gözlü adam onu, hem kadını hem kölesi”. Nasıl bir sahiplenmedir oysa tutku ile bağlandığımız, adına aşk dediğimiz. Okşadığımız... Baharda yaşarız tutkularımızı yazda solar biraz renklerimiz. Sonra hazan ve toplarız ekinlerimizi. Alıp başımızı gideriz. Ayrı tavanlara bakarız. Ayrı zamanlarda açar gözlerimiz. Belki başka tutkular eklenir tavana diktiğimiz gözlerimize. Ama hep o ana açar o ilk sabahı arar. Olmaz, atılmıştır yüzük, kırılmıştır zincir. Öyle seferlere çıkılmıştır. Neden dersin bazen, neden. Fakat tüm bir gün boyu, günün o garip oynaş, o garip orospu haliyle, hiç düşünmezsin...
Gün yatmaya kalkar sen kendine kalırsın belki bir an. Neden dersin bazen, neden...
Yanıtını bulamazsın, oysa yanıt hemen önündedir ve çünküyle kurulan cümlelere kalkışamazsın. Korkarsın. Korkarsın çıktığın yoldan gemiler gezinsin dersin denizde, ben bir gemi değilim ki...
Ama ah yeminini düşlerim, peki onlar. Özgürüm işte bak, gemiyim allı pullu puruvamda açık denizlerin köpükleri. Al işte kırıldı zincir, tekim işte ve alabildiğine ben alabildiğine gidebilen. Alabildiğine katanım alanım verenim. Niye huzursuzum, niye hep bir ardıma bakışım. Neden bir türlü tavanıma bakamıyorum, neden kaçıyor gözlerim. Bak işte benim tavanım benim gözlerim, bak işte baksanıza gözlerim...
Hep bitmeliye karmışız, hep bir bitirmek hevesimiz. Tek olabilmek insan olabilmek, özgür olabilmek adı altında verdiğimiz. Aşkı esaret edip hemde gönüllü olup esarete sonra kırmışız zincirleri, kırmışız yüzükleri. Sert eliyle okşayacak... Olacak ve olunacaklara hasat edip yaradılışlarımızı...
Değil bize ait olan. Ait olunana ait olmak. Ait olduğunadır tüm yolun, deniz çıkan sokaklar gibi...
Ne garip bir ironidir, şairin Çekoslavakya’daki toplama kampında gecen dört yıllık esaretinden kurtulduktan sonra ölmesi. Uyuyoruz oysa kumsal da....



Mayıs ayı çiçekleri
Üç gün içinde açacak
Gülen gözleriyle Marie
Aşığına açılacak.
Sert eliyle okşayacak
Mavi gözlü adam onu
Hem kadını hem kölesi
Olacak adamın Marie.
Mayıstan sonra haziran
Aşk, sonra nefret gelecek
Otları biçme zamanı
Adam zinciri kıracak.
Kırıp atacak yüzüğü
-Gemiler, gezin denizde-
Yeminini, düşlerini...
-Uyuyoruz biz kumsalda!-

Robert Desnos

0 yorum:

diplerde

*Hayatın seni savurduğu yer, senin savrulmak istediğin yer olmayabilir. Dur ve bak; "buraya nasıl geldim"

*dünya batıyor iyi tutun, güneşle tek başına bırakacak seni.(haiku)


İzleyiciler

  © Blogger template Romantico by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP