Korkmayın açık denizlerde sizi batıracak dalga yoktur. Sığ sulardır hep bir tekneyi alaşağı eden. Kaybolmaktır en kötüsü denizlerde, fenerlere güvenin. Buyrun deyin lafınızı, lafla yürüsün peynir gemileri bu kez.





Siluet-6

>> 8 Ağustos 2008 Cuma

Ayaklarını ağaca dayamış gözünde gözlüğü ile bakışlarını saklıyordu. Masanın karşısında onu sessizce dinliyordu öteki adam. Önümdeki kitapa eğilmiş, güneşin kemiklerimi ısıttığını hissedip yaşasın ne güzel pazar derken, gözlüklü adamın boğuk sesini duyduğumda siluetimin benden uzaklaşıp ağaca dayandığını fark etmemiştim bile.

- Artık biliyorum, ben burada yaşamamalıyım. Belki vaz geçişlerimin en ağırı bu. Bu hayat, bu küskünlük ve bu anlamsız duruşlar ne saçma ve gereksiz geliyor. Ne gereksiz geliyor insan suratları. En basitinden hayatlardı aslında yaşamaya meyil ettiğim. Attığım adımlar meğer ne gereksizmiş. Ben ne gereksizmişim…
- Hiç düşündün mü, aslında kendini ifade etmediğini…
- Kendimi ifade etmek mi? Ediyorum sanırım.
- Ben sanmıyorum
- Sıkıldım artık dostum gerçekten sıkıldım
- Buna hakkın olduğunu nereden çıkarttın.
- Sıkılamaz mıyım?
- Hayır sıkılamazsın, önce kendini ifade et hele. Sen kimsin?
- Nasıl yani.
- Kimsin söylesene bana.
- Ben.. İşte ya çalışan didinen herkese yakın olmaya çalışanım.
- Hemen herkes böyle ama sen kimsin?
Aslında bir dostun sorabileceği sorudur “sen kimsin”. Başka birinin dudaklarında küfür gibi durur. Bir dosta bile bu yanıtı verebilmek hele ki yanıtı kendine bile veremezken… Zor olsa gerek.

- Nasıl yalnız durduğunun farkında mısın?
- Yo yalnız değilim, biliyorsun etrafımda bir yığın insan var.
- Hayır, kendini kenarda tutuyorsun ve kim olduğunu söylemiyorsun.
- Benim işte ya.
- Yalnızlığının açlığı ile hareket ediyorsun.
- Yalnız değilim ben.
- İlişkisizsin kabul et.
- Ne yapayım elimi uzatıyorum biliyorsun.
- Tutuyor musun peki, söylüyor musun, anla beni demek dışında ne yapıyorsun ki.
- …
- Haksız mıyım, insanlara tutku ile yaklaşıyor ama kim olduğunu koymuyorsun.
- Sence kimim ben peki?
- İnsansın, bu kadar basit insansın.

Kitaptan o kadar uzaklaştım ki, oysa sadece kitabımı okumak, güneşin kemiklerime işlemesini istiyordum, siluetim bana göz kırptı. Artık iyice benim olmaktan çıktı zaten. Benim dışımda benim gölgemle yaşayan ama benim dış çizgilerimi bile ifade etmeyen bir hal aldılar. Peki ben kim kalmıştım geriye. Silueti ve gölgesi bile kendinden uzaklaşan mıyım ben de. Dost bana da mı sordu o soruyu peki ben kimim? Evet sadece insanım… Hataları olan, hepsi bu…

- Seni yıllardır tanırım. Yıllardır hep zora soktun her ilişkini. Senle kaç kez kanlı bıçaklı olduk hatırlasana.
- Ama hep dinledik sonra birbirimizi.
- Evet ama unutma hep ben ne var söyle bakalım dedim.
- Haklısın
- Kimse sana durup ne var demez sen susarsan, bunu unutma ben dostum sorarım.

Kendimizi söylemeden karşımızdakini söylemeye başlıyoruz, ne garip bir anlamsızlık. Ben buyum, bu kadar basitim hiç de kocaman kocaman değilim. Basit sıradan sadece insanım, benim de zaaflarım, benim de incindiğim kabul etmediğim, edemeyeceğim şeyler var. Kendini bir üste koyup, kendini basit insan davranışlarının üstüne koyarsan, sen kim olduğunu sanırsın ki… Sandığın değilsindir, peki kimsin ki? Dost acıdır acıtır…

0 yorum:

diplerde

*Hayatın seni savurduğu yer, senin savrulmak istediğin yer olmayabilir. Dur ve bak; "buraya nasıl geldim"

*dünya batıyor iyi tutun, güneşle tek başına bırakacak seni.(haiku)


İzleyiciler

  © Blogger template Romantico by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP