Korkmayın açık denizlerde sizi batıracak dalga yoktur. Sığ sulardır hep bir tekneyi alaşağı eden. Kaybolmaktır en kötüsü denizlerde, fenerlere güvenin. Buyrun deyin lafınızı, lafla yürüsün peynir gemileri bu kez.





Karanlıktan Notlar/Kartpostal Hüzünler...

>> 2 Ocak 2009 Cuma

Kartpostal hüzünleriydi hepimizi aynı hikayede özne olmaya zorlayan....

Bir kartpostal hüznünü andırıyor bütün şehir bu gün...Her yer bembeyaz bi yalnızlığa mahkum.Yollar, arabalar, insanlar,evler,caddeler,kediler,köpekler...ömürlükler , ölümlükler hep beyazın hükmüne mahkum...Tüm şehir birbirine orantılı gömülmüş beyazın içine...Seri imalat mı tüm hüzünler? Biz nerde karşılaştık senle...

Kalbimde bir acı...çok ama çok acıdı....

Sırtımdan gögsüme bir ağrı beliriyor sebebi belirsiz.....Sahipsiz bir eşya gibi bırakıldığım yalnızlığımda bir acı saplanıyor şimdi yavaşça içime....Acımı unutmak adına aklımı veriyorum bedenimden uzaklara.... Aklım isyanlarda....Aklım bir delinin kahkasında, aklım bir berduşun şarap şişesinde, aklım bir çocuğun elma şekerinde....Korkma saçmalamalarıma bakıpta, ne deliriyorum şu an, nede kalp krizi geçiriyorum.Sadece içimden seni geçiriyorum, ondan sebep yüreğimin göğüs kafesime dar gelişi....

Ben kendimi kendi yalanıma inandırdım....

Herkes kendi yalanını yaşar,herkes kendi yalanına katar her şeyi...Neresi doğru bunun, neresi yanlış..Kime göre doğru, kime göre yanlış....

Gerçekleri kabullendikçe yalanlarıma katıyorum herşeyi ve herkesi.Ben kendimi kendi yalanıma inandırdım....Gerçek bedenimin memleketinden göçeli çok oldu...Gerçek olmadı ki hiç....

Boşluk dolduramamaca....

Düşündüğüm an düşse kelimeler satırlara kendiliğinden...Ellerim hiç yorulmasa.Ellerim bu kadar korkmasa aklımın isyanından... Olmaz mı?

Hangi vazgeçişin sonucu oldun sen böyle....

Hangi gidilemeyen yolun varılanı oldun...Kimeydi bu sebepsiz söylenmeler, kimeydi bu isyan çığlıkları, kimeydi bu yakarışlar....Herkesten çok mu yaktı hayat canını.Herkesten çok mu acıttı...Daha mı yakındı sonu, daha mı kısaydı yolun...Söylesene niye bu vazgeçiş..Niye bu tükeniş...

Ya da sen en iyisi gene boşversene....

Sessizlik fırtınası tutuldu tüm hayat...Sıra kim de...

Susmalarım olduğunda,sessizliğimin kelimelerden firari hallerinde buluyorum seni...Suskunluğumu hecelemeyi öğreniyorum şimdi...Harf harf, satır satır...Hazmediyorum her şeyi zamanla...Gidişleri ,gelişleri,dönüşleri,kalışları,ölümleri, ölemeyişleri,kahkayı,vedayı....Kabullenmiyorum sadece hazmediyorum.

Her kabulleniş bir vazgeçişmiş...Her vazgeçiş bir yenilgi değilmiş, “ ama hayatım, senden vazgeçmek için fazla gencim...ne yenilebilirim ne de kabullenebilir..."

Tüm “sen”ler “ben”dim aslında bu yitik öykülerde......

0 yorum:

diplerde

*Hayatın seni savurduğu yer, senin savrulmak istediğin yer olmayabilir. Dur ve bak; "buraya nasıl geldim"

*dünya batıyor iyi tutun, güneşle tek başına bırakacak seni.(haiku)


İzleyiciler

  © Blogger template Romantico by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP