SONRASI...
>> 25 Kasım 2008 Salı
Ağır bir sis çöküyor geçmişin üzerine. Gözümle görmediğim gerçekler arasından el yordamı acılar bulup büyütüyorum. Sığamadığım sorularla küçülüp daralıyor yürek. Ne zaman, bir hayalin neresi, hangi gerçeğin kaç yanlışa kurban edilmesi...Bilmediğim yerlerden yakalanıyorum yine hayata. Ve susmak sana düşüyor, umarsız, giderayak ve kaçar gibi. Sormak ve yine sormak her zaman bana...
Bir dudak büküşünde
Kıvrılıp kaldı zaman
İç çekişinde durdu
Gidişinde
Yok...
Dilimin ucunda
Paslı sevda sözcükleri
Battıkça söylediğim
Söyledikçe yalan...
Düşünüyorum da şimdi
Senden öncesi sus pus
Aklımın yollarında
Sonrası
Yoksunluk
Sonrası
Zarar ziyan...
6 yorum:
Şiirimsiyi çok sevdim. Gidiyorsan sor be kardeşim sen de. Neden diye laf mı yani. Yanıtından korkma.
kim sorcak yahu. bana diyorsan ben ne soracam. giden söylesin adam gibi :))
bazen gidenin kim olduğu bilinmez. kalanmıdır gidenmidir gerçekten?
Bence de söylesin. söylenmediği için acı çekiliyor. Zaten herkes konuşsa içinden geldiği gibi, dinleyen anlamaya çalışsa, kalıplaşmış yargılarımız olmasa, öfkelerimiz olmasa. konuşabilsek bunlardan arınıp, sinirlensek de diyaloğu kesmesek. nasıl olurdu merak ediyorum. ama olmaz illa birbirimzi kanatacağız. başka yolu yok.
@efsa: gelen gidende saklıdır, giden gelende demiş elif şafak...karışık bu işler be güzleim karışık...
@gülce: gidiyorum çünkü...demek bu kadar zor olmamalı ve de ardından peki diyebilmek. ama zorlaştırıyoruz işte giden ve kalan olmamak adına çabalıyoruz ama çabalarken kanatıyoruz birbirimizi ve sonuçta yine bir giden ve bir kalan oluyor elde avuçta...
Yorum Gönder